16 Kasım 2016 Çarşamba

GANGA*




Been there .... Done that .......... Ne mutlu bana. 2016 bana iyi geldi. Hayal ettiğim seyahatleri yapabildim. Hindistan hep gitmek istediğim bir yerdi. Gidenlerin yarısı aşık olup döner diğer yarısı ise nefret eder. Çoğu gitmemiş insan sa "ne işin var orada, hayatta gitmem pislik" der.

Ben aşık olacağımı bile bile gittim zaten. Hani bir şehir efsanesi var uçak Hindistana iner inmez kapılar açılıyor ve Hindistan'ın ağır kokusu yayılıyor etrafa diye. Bence abartıdan ileri gitmez bir yorum, yani hiç kaale almayın. 
Pislik deniyor ya ister inanın ister inanmayın ama insanlar çok temiz. Beden kokusu asla duymadım. Çok ağır bir ter kokusuyla burnumun direği kırılıyordu nereli çıktı biliyor musunuz? Amerikalı. Bohem bitli gençler di. O kadar fakirliğe tertemizler. Neredeyse mukavadan yapılmış, kaldırımın dibine kurulmuş, içinden sanki trafiğin aktığı, önünde ineklerin yattığı evlerden bembeyaz formalı tertemiz çocuklar çıkıyor. Babası kaldırımda beline peştemal bağlamış bir leğende yıkanıyor.(Bo Derek'ten hallice) Kadınlar ellerinde yumuşaçık gözüken çalı süpürgesi gibi süpürgelerle durmadan etrafı süpürüyorlar.

Anlıyacağınız temizliğin dinleee minleee alakası yok. İçinde olacak insanın. Saygısı olacak önce kendine sonra etrafına ki temiz olsun. Duyduğum tek negatif yorumu çürüttükten sonra bir kaç bölümde anlatmaya çalışacağım. Hindistan altın üçgen denen rotayı yaptım. Nepal'i de ekledim. Güney ayrı bir seyahate bir de Mumbai o da diğer seyahate kaldı. Gerekli dualar yapılıyor gerçekleşir o da.
Hayallerin gerçek olduğu huzurlu ve sağlıklı geleceğe .....
 * : Ganj nehrine Hindular GANGA diyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder