28 Haziran 2011 Salı

"SAHİCİ"

It's hard to be "SAHİCİ" Aslında ne zor bir kelime, ne dürüst ama asıl önemli olan gerçekten, yani hakkıyla kullanabilmek ne zor. Bütün sorun burada ... Sahici olmak yada olamamak. Saçma sapan takılma huyum gelişti ya artık bu yazın rahatsızlığı budur. Ben çok fena takıldım bu duruma. Düşünüyorum, düşünüyorum işin içinden çıkmak zor. Yani gerçekten "sahici" olmak, hiçbir halin yada yorumun sahte olmaması mümkün mü?
Benim için mümkün değil yani itiraf ediyorum işte : her zaman yeterince dürüst değilim. Bir de fena bir duruma düştüm ki.....Küfür kafir sevmeyen ve hatta nefret eden ben Çatlıyacağım ........ Bir anda çoook dürüst olup :    "Hade leeen" (Haydi oradan, hadi lan, daha neler anlamına gelen sesi) kusmak istiyorum. Evet çok iğrenç oldum gerçekten çok özür dilerim ama duygu tam bu "içini kusmak". Öyle durumlar oluyor ki insan hayatında kem küm edip oturup kalıyor insan. Bu gerek yaşa saygı, gerek titre saygı bazense aman tatsızlık çıkmasın, boşuna uzamasın dolayısıyla etraftakilerin keyfini kaçırmayalım yani etrafa saygı yüzünden oluşan bir durum diyelim.
Ben bu ara çok kem leyip kümledim sanırım sonuç : içimi kusmak istiyorum. Şimdi sorarsanız bu da nereden çıktı şimdi diye, suçlusu bir kitap.
Hem de müthiş bir kitap. Kesinlikle tavsiye ederim ben feyzaldım. Kitabın adı : DÖRT ANLAŞMA
Yazarı : Don Miguel Ruiz Kısaca hayatımıza sokmamız gereken 4 anlaşmadan bahsediyor. Ben kitabı daha bitirmedim ama baktım ki ben zaten birazını uyguluyorum. Belki de önceki hayatlarımdan birinde toltektim.
Kısaca anlatayım : Kitapta ki dört anlaşmanın daha üçüncüsünü bitirdim ve evet adam yerden göğe kadar haklı keşke uygulayabilsek. Ama ben kesin kararlıyım "UYGULAYACAĞIM".


Anlaşma 1 ) Kullandığınız sözcükleri özenle seçin.
Anlaşma 2 ) Hiçbir şeyi kişisel algılamayın.
Anlaşma 3 ) Varsayımda bulunmayın.

Teker teker ele alalım kısaca:
1) Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun.(herzaman) Pişman olmaktan sa "sus" daha iyi. Bir de benim kendi uydurma bir kararım vardır bari yeri gelmişken onu da paylaşayım : İnsanların yüzüne söyleyemeceğim şeyleri asla arkasından söylemem. Sanırım bu yüzden fazla açık sözlü sayılabilirim.
2) Daha geçenler de bir yazımda paylaşmıştım benzerini. Karşınızda ki ne derse desin kişisel almayın : Yazık boş veriiiin, onun kendi sorunları var, kendisiyle barışık değil yada farklı kompleksleri var. Sonuç size söyleyeceği hiçbir söz sizi incitmesin yada saygısız davranış etkilemesin. Eeee ben bunu da beceriyorum zaten. Ben neler gördüm, neler? Şimdi düşününce onlara sadece acıyorum. Kimbilir onların içinde ne fırtınalar kopuyordu ?
3 ) Varsayımda bulunmayın . İşte bunu uygulayabilmek benim için zaman alır. Yani biraz zor bence, insan varsayımlar da bulunmazsa çatlar kalır ama deneyeceğim. Sonunda başarırım eminim.
Dördüncü analaşmayı henüz okumadım onu da kitabı bitirince anlatacağım.
Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum ama asıl kuralları uygulayabilmenizi diliyorum. O zaman iç huzur, nirvana artık ne derseniz deyin ulaşılır gibi geliyor bana. Bir alıntı yapmadan olmaz dedim tam yerini buldu.

"All that we are is the result of what we have thought.
If a man speaks or acts with an evil thought, pain follows him.
If a man speaks or acts with a pure thought,
happiness follows him, like a shadow that never leaves him. "
- Lord Buddha

1 yorum: