30 Temmuz 2011 Cumartesi

LISTEN......................SONORITY.......PEACE IN MIND......................

Julian Treasure: 5 ways to listen better | Video on TED.com

Mutlaka seyredin derim. Gerçekten dinlemeyi öğrenmesi gereken bir toplum olduk. Ben ve yakın çevrem dönem dönem iyi dinleyici olmayabiliyoruz. Bazen yorum olarak bir "Hmmmm"  duymak bile insana "ohhh dinliyormuş" dedirtiyor. Hele bir de ciddi ciddi yorum duymak.......
Kendimiz öğrenirken çocuklarımıza da öğretelim. Karşısındakinin her zaman gözünün içine bakan ve hem kalbi hem de aklıyla dinleyen bireyler olabilmeleri için.............İş işten geçti demeyin hiçbir zaman geç değildir.
Ben RASA ya bayıldım hatta print edip evin farklı yerlerine assam mı acaba? İşe yarar bence.............
R           Receive                ( Pay attencion to the person)
A          Appriciate              ( "Hmmmmmmm")
S           Summarize             ( Soooooooo)
A          Ask                        ( Ask questions to the person)
Kısacası bence eğer bu RASA 'yı uygularsak ve uygulatabilirsek etrafımızdakilere............İşte o zaman cennetteyiz. Dinlemek ve dinlenmek üzere...........................

29 Temmuz 2011 Cuma

Turku...

2011 Avrupa kültür başkenti olarak Finlandiya'nın  Turku şehri seçilmiş. İstanbul'un senesinde nelere katıldınız haberiniz var mıydı? Sizi tatmin etti mi? bilmiyorum ama ben elimden geldiğince takip ettim diyebilirim. Gerçi sene sonunda toplam etkinlik sayısını öğrenince pek de bir şey görmemişim desem de iyiyiydim.



Gelelim bu seneye .........Finlandiya'nın Turku şehrinden haberim bile yoktu. Ama kültür başkenti olmuş bakalım derken hoşuma giden bir çalışmaya rastladım. Turku üniversitesinin önünde sergilenen bu işe bayıldım.


İşin adı : Career Path............ Kariyer odaklı insanlığın geçmiş ve şu an için duygusal olarak kendi kendiyle çatışmasını sağlıyor. Ne mi sorguluyor?


WHEN I WAS LITTLE I WANTED TO BE : .....................
TODAY I WANT TO BE :........................
Çoğumuz diyebilirim sanırım her iki kutuya da aynı şeyi yazamayız. Yazabilenler ise bence şanslı azınlık.


Küçükken Grown up şimdiyse a kid yazan katılımcı ise çok dürüst ve tatlı ve "ben deeeeee" demeden geçemeyeceğim.


Bu böyle yürüyüş yolu gibi ayrılmış, aralıklarla tebeşir kutuları bırakılmış, gelen geçen, katılmak isteyen kutuları dolduruyor.


Ben ne yazardım..................Benim durumum karışık benim Little halim maymun iştahlı ilk yarı diyelim 7 yaşıma kadar hemşire derdim sonra 12 yaşıma kadar gazeteci derdim. Şimdi ise karışık.........


Çok hoş bir çalışma . Sanki biraz daha büyüyecekmişiz gibi bir kutu daha eklersek :
IN THE FUTURE , I WANT TO BE............ : Cevabım hazır : Ceramic artist.........: )) Peki ya siz?

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Desperate in İstanbuuuuullll......



Uzun zamandır şehirde yaz geçirmemişim, haberim yokmuş taaa ki bu seneye kadar. Yani şımarıklık gibi gelmesin ama rutinim buydu ben ne yapayım. Bu sene sistem şaştı eeehhh ben de şaştım çocuklarda. Ev bayıyor hele o halılarım yokmu ? Hani kışın bayıldığım o kırık beyaz duvardan duvaraaaaaa şimdi iğrençler. Sanki onlar da ısınıyor ve üzerine yanlışlıkla basan olursa tost makinası etkisi veriyor. Şimdi durup durup evim hamam gibi heryer mermer olaydı ya ne keyifli olurdu diyorum. Yani anlıyacağınız yanıyoooruuuzzzzz. Efendim sebeb-i mucib-i çoluk çombalak toplu halde hasta ve tam 3 dolu dolu gündür ev hapsindeyiz. Ve bu durum haftasonuna kadar sürecek. Offffffffffffff offffffffffffffffffffffffff sonuç size sinir bozucu bir yazı geliyor so sorry ama anlayın halimi hak verin bana tekrar tekrar sorrrryyyyy..........




Hani dış kapının mandalı tabiri vardır yaaa ona değineceğim. Dış kapıyı bırak resimdeki gibi sökülüp atılmış kapı mandalı durumuna düşme ihtimalini soracağım. Şimdi iyi bir arkadaşınız yada dostunuz diyelim uzun zamandır görüşüyorsunuz sevgililer yada eşler diyelim onlar da gayet güzel anlaşıyor. Artık samimiyette sınır yoktu anlıyacağınız. İlişki dürüst ve seviyeliy di zaten bu yüzden dürüstçe yapılan yorumlara kimse alınmazdı. Yani siz o evin ana kapısı yada kolu gibi vazgeçilmeziydiniz. Ama bir gün o sevdiğiniz arkadaşınızın eşini başka bir bayanla (burada argo bir terim  kullanılır o hanımın mesleğiyle ilgili ) gayet samimi bir şekilde gördünüz  (burada da bastınız diyebiliriz) durumun herhangi bir yanlış anlama ihtimali yok resmen aldatıyor. Şimdi dost olarak 2 seçenek var :
1 ) Söylersin
2 ) Asla söylemezsin
Neyi kime gibi detaya girmiyorum tabii ki ona. Ben kesinlikle söylerim affetmem affedemem. Arkadaşımı bir de ben aldatıyor gibi olurum eğer ona gördüklerimi anlatmazsam. Sonucunda onlar barışıp beni dışlasalar da olsun razıyım. Öbür türlüsüne de ben katlanamam yani yaşayamam o gerçekle. Peki benim başıma gelse neyi tercih ederim : Dostum dediklerimin mutlaka söylemesi evet kesinlikle. Onlar söylesin benim bileceğim iş olsun. Artık kesermiyim biçermiyim orası bana kalmış. Ama mutlaka ve mutlaka söylenmeli. Şimdi bu sıkıcı konu da nereden geldi aklına deseniz bir filmden. Eeeee havada sıcak tekrar sorry.....




İnsana sormazlar mı ? WHAT'S STOPPING YOU ? YADA STOPPED YOU ? Üzerinden seneler geçse itiraf geç gelse de benim için birşey değişmez. Genel bir temizliğe girerim. Yani anlıyacağınız ben dış kapının mandalı olmaya razıyım söylerim. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Siz ne yapardınız ? Yorumlarınızı bekliyorum ...

15 Temmuz 2011 Cuma

HOME MADE PINTEREST...............

Hava çok sıcak, şehir baydı, ben de yazacak hal kalmadı ama yinede bazı resimler paylaşmak istedim. Beğendiğim şeyler yani manşet gibi resmen " home made pinterest" bunlar...........
Yukarıdaki yazıya % 100- katılıyorum ve hatta son günlerde çok duyuyorum ben de kullanayım bari "altına imzamı atarım" atınca ne olacaksa : )




Bayılıyorum böyle çılgın işlere....




Bu nasıl bir söz BAYILDIM .....




Bu çalışmaya da bayıldım. Nasıl bir yaratıcılıktır bu. Bu çalışma bugünlerde buralara gelse ömrü 5 dk. olacağı gibi insanlar da sarıp sarmalardı sanırım.




İçimiz serinlesin, işte farklı buzlar............ Bu resimde ki buz bir enstelasyon falan değil gerçek bir buzuldan bir fotodur for your info. Ne kadar muhteşem değil mi? İnsan maviyi nasıl sevmez yahuuu. Benim taptığım renk. Fotoda bile bana huzur veriyor.




Ölmeden önce mutlaka yapacaklarım listesine yeni bir madde ekledim : Bu tekne ile sail away.................. Teknenin diğer resimlerini paylaşmadım, hayal gücünüze bırakıyorum devamını. Bu deri işçiliği sadece yelken için uygulanmışsa gerisini siz düşünün artık.





Teknemle gezerken mümkünse Capri'de küçük bir mola bu plajda.............





Bu kayalıklara yanaşıp............. Offfffffffffff oooofffffffffffffffffffffffffffffffff ...................

Biraz da dekorasyon için birşeyler paylaşayım. Bunlar da hani o provance tarzı evime neden olmasın serisi....





Pek iyi anlaşılmıyor ama halatın ucunda ampul var yani bir avizeye bakıyorsunuz aslında komik değil mi? Salonuma düşünmem ama mahsenim de çok hoş duracak. İçmeyeni asarım dercesine ....... Have a nice weekend ne diyeyim.... Serin geçer umarımmmmmmm...............

13 Temmuz 2011 Çarşamba

ART ............



Artık başka boyutta. Bu sanat başka bir yerlere gidiyor son senelerde. Bazı işler benim algımı zorluyor diyebilirim. Çoğu için bu ne şimdi derken, çoğuna da eee bende yaparım bunu diyesi geliyor insanın. Ehh o zaman düşüneydin de yapaydın derler insana farkındayım ama bu benim acizane fikrim.
Şimdi bir sanatçıdan bahs edeceğim. Dana Tanamachi bu hanım ne mi yapıyor? Tebeşirle yazı yazıyor. Evet bakarsanız sadece yazı yazıyor ama o bir sanatçı. Contemporary art bu işte.
Madem o kadar kolay bir şey sen yapaydın da sanatçı olarak anılıp bu işten para kazanaydın. Hayır iş yapmakla kalmamış, bir de işlerini yaparken kendini video ya çekip hızlandırıp, bir de güzel müzik ekleyip paylaşmış.

 http://vimeo.com/dtanamachi

Yani işlerini görme imkanınız yoksa halka açmış çalışmalarını seyretmesi bedava. Ben çok beğendin akıllı ve hoş bir çalışma sadece paylaşmak istedim. Have fun...........

http://vimeo.com/20042831 buna bayıldım doğrusu...................

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Recipe 2 ..

Limonlu Panna Cotta :
Malzemeler :
1 limon suyu
1 yaprak jelatin
1 cup krema
1/2 cup toz şeker
1/4 cup bal
1 limon rendesi
1 tutam tuz
2 cup yoğurt
Dr Oetker in limon esansı birkaç damla
Dr Oetker in vanilya esansı birkaç damla
3/4 cup kayısı reçeli
1 yemek kaşığı bal
1 yemek kaşığı limoncello
1/2 limon kabuğu

Limon suyunun içine jelatini batır ve beklet. Bu arada krema şeker bal limon kabuğu ve tuzu kısık ateşte şekerler iyice eriyene kadar pişir. Ateşten al ve jelatinli karışımı da katarak iyice karıştır. Başka bir kapta yoğurdun içine esansları kat iyice çırp. Diğer karışıma ekle servis kaplarına boşalt biraz soğuyunca üzerlerini strech film ile kapatıp bir gece buzdolabında beklet. Servis etmeden önce bal reçel ve limoncelloyu ısıt iyice karıştır. Panna Cottalarınızın üzerine dökün. Bu karışım ılık olmalı sakın sıcak olmasın. Ve üzerini limon kabuğu rendesi ile süsleyerek dilerseniz biraz daha buzdolabında bekletip dilerseniz hemen ılıkken servis edebilirsiniz.
Bon Appetit.........

10 Temmuz 2011 Pazar

Bu sıcakta hafif birşeyler.....

Bu sıcakta misafir ağırlamanız gerekiyorsa işte size iki alternatif. Tariflerden birisini bugün vereceğim. Ben şehir hayatına alışmaya çalışırken evde toplanıp sohbet ve birkaç şey atıştırmak istedim. Menümü hazırladım size de sunayım dedim. Yorumlarınızı bekliyorum.
1) Güzeeel bir peynir tabağı
2 ) Karışık bir ekmek sepeti
3 ) Bruschetta
4 ) Kocamaaaan bir salata
5 ) Kabak kanepe diyelimmmmm
6 ) Fırınlanmış Patlıcan,kurutulmuş domates ve mozzarella pastası
7 ) Mutlaka et olsun derseniz, bir de şarküteri tabağı et dolu....
8 ) Buzzzzzzzzzzzzz gibi şarap
9 ) Tarifini yarın vereceğim bir tatlııııııııııı

Çok kolay ve çok şık bence. Kabak kanepe dediğim : Çiğ kabak dilimlerinin üzerine zevkinize kalmış peynir, biraz yumuşatılmış kurutluşmuş domates taze yeşillikler yine zevkinize kalmış ve sızma zeytinyağı. Come ? Cosi cosi : )

9 Temmuz 2011 Cumartesi

* LE PERSONE NON CAMBIANO.....


İnsan 7 sinde ne ise 70 inde de odur. Sanırım bu atasözümüzü bilmeyen yoktur ama acaba gerçekten anlıyormuyuz yada şöyle söyliyeyim inanıyormuyuz ? Ben çok ciddiye almazdım yada daha önce hiç düşünmemiştim. Kendimce "değişir, değişir" derdim. Yok efendim "DEĞİŞMEEEZ"
Bilginiz olsun : Eğer etrafınızda bazı hatalarından dolayı kırıldığınız, sizi üzen birileri varsa sakın değişir demeyin değişmeeez. Onun hamuru bu, böyle işte değişmiş gibi yapabilir ama değişmez. Döner dolaşır bir yerde mutlaka özüne döner. Sakın unutmayın ve hep hazırlıklı olun.
Hazırlıklı olun derken gerilmenize hiç gerek yok unutmayın. Bir kitapta : Işık olmaktan bahs ediyor. Işık olmak, ışığı içinde hissetmek, nirvana gibi. Gerçekten ışığı içinizde hissederseniz artık tamam hiç kimse sizi üzemez canınızı sıkamaz. Sadece gülümseyin, hayatınıza gülümseyerek devam edin ona da gülümseyin belki ışığı hisseder. Ben öyle yapıyorum ve inanın o kadar faydasını görüyorum ki. Karşımda ki, hani o değişebilse daha iyi insan olabilecek ama değişmeyeceğine emin olduğum insan yar ya belki de ışığı falan hissetmiyor ve bana sinir oluyor. Ama elimden bir şey gelmez. Hepinize tavsiyem asla unutmayın * : İnsanlar değişmez.

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Gotta cook, gotta drive, gotta gotta gotta............



Balkabağına döndü uçağımız ve evdeyiiiz. Klasik kutlu ütü haftasına girmiş bulunuyoruuuz. Bu sene tatili kısa kesince şehir hayatına alışamadık. Bu sıcakta iki çocuk ne yapar öfffffffffffffffff Şimdi rotam şu Ege sabahtan GS yüzme okuluna taşınır 12:00 ye kadar orada, boşluğum var burada bu süre zarfında çocuklara öğlen yemeği yedir, akşam için alışveriş yap, 16:00 da Derin'i optimiste FB ye götür oda iki saat ama teknesini ve kendisini toparlaması için bir yarım saat daha eklersek çıkış 19:00 desek. Koş eve gir yemek yap, masa kur, hepsini yedir, masayı kaldır, mutfağı topla  ooooof offffffffffffffffff Merak edenlere info : anne FBli baba GSlı olunca durum normal.
MOM'S TAXI AND HOUSEKEEPING SERVICE full time haftada 7 gün çalışacak. Ne mutluuuuu...........

Olsun sayılı gün çabuk geçer, benimkiler de bir gün büyüyecek ve biliyorum ki bu günlerimi arıyacağım, o zaman da keşke küçük olsalar da hep yanımda olabilseler diyeceğim. İnsanoğlu nankör işte. Ama bebek sahibi olmayı düşünenler biraz daha düşünsünler hiçte kolay iş değil. Hayatınızın merkezi şaşıyor artık kendiniz için en son ne yaptığınız ve hatta onu ne zaman yaptığınızı unutuyorsunuz. Arada yaptığınız küçücük molalar ise size, tropik bir adada tatil yapmışsınız hissi veriyor. En azından bana öyle geliyor. Bu arada bu yukarıda ki fotonun anlamını düşünüp ne alaka diyorsanız eğer işte cevabım: onlar huzuuur içinde molada.
Bu küçük mutluluklara bir bardak içki olur, bir kitabı okuyabilme lüksü olur, kuaföre gidip saç bakımı manikür olur bu liste uzayııp gider. Normalde her kadın kuaförde acele eder, benim se hayatım boyunca fazla vakit geçirdikçe sinir olduğum saatler artık uzadıkça keyif verir hale gelmiştir sebebi o artık benim küçük molamdır.
 Bir filmde seyredip inanamamıştım abartı demiştim : Filmdeki anne banyosunu bile yavaş yavaş alıyordu çünkü tek yalnız kalabildiği yer orasıydı. Denenebilir neden olmasın mumları yakar, müzik açar, ve bir kadeh bir şey alırsam ehh bir de elime kitabımı alırsam çürüyebilirim bile o suda..... Küçük kaçamaklar hayatımızı kurtarabilir. Yoksa sorumluluk stress ile birleşince inanın çok kısa sürede çığ olabilir. Bu yüzden çığ altında kalmamak için küçük molaları sık sık yapalım. Bu mutlu kuşlar gibi ......

Benim yeni molam tekrar ilk aşkıma dönmek oldu, kitap okumaya vakit bulamazken tekrar deliler gibi okuyorum Ohhhhhhhhhhhh dünya varmış. Ve hemen tavsiye ederim son okuduğum kitap :Serdar Özkan "Hayatın ışıkları yanınca" Uzun zaman oldu almıştım, sırasını bekliyordu. Tam yazın okunası bir kitap. Tatlı mistik bir masal diyeyim. Yazarı henüz tanımıyorsanız bilmenizde fayda var dünya onu konuşuyor. İyi okumalar yada her neden keyif alırsanız onunla molalar diliyorum hepinize.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Bodrum , Bodruuuum..................

Efendim, benim Bodrum aşkım taaaaa küçüklükten başlamış. O MFO şarkısında ki Bodrum'u biliyorum yani. Kaç kişiydik o zaman ? Kaç kişi kaldı şimdi ?
Bodrum'un ilk sitesinin 1 nolu evinin devre mülk sahibi olan dedem sayesinde tanıştım ben. Her sene her sene derken babam bir gün karar verdi : " Tamam, Bodrum bitmiştir çok kalabalık oldu artık gelinmez" dedi. Bu bahs ettiğim sanırım 1980 -82 arası olmalı. O nun üzerinden seneler geçti ben lise ikide iken tekrar evin genç kızlarının da etkisiyle sanırım (kaldı ki hiç detay hatırlamıyorum) Bodrum'a temelli döndük. Artık kronik bir Aktur'lu olmuştuk 1987 ve 2007 arası şaka gibi ama tam yirmi sene Aktur'lu olduk. Babamın bu Bodrum'a gelinmez çok kalabalık dediği dönemden sonra artık insanlar akın akın gelir olmuştu bense yaya trafiği ne demek onu burada görmüştüm. Şimdi nereden çıktı bu Bodrum yazısı derseniz, orada burada herkesin Bodrum'da şunu yapmalı, bunu yemeli yazılarını okumam tek sebebi derim. Ben de karar verdim benim EN lerimi paylaşsam iyi olur dedim. Eh bakınca ciddi bir geçmişim var her sene her sene .......
1) Bitez dondurma. Olmaz sa olmaz doğal müthiş, ilk günlerinden itibaren bilip, tertemiz mis gibi süt kokuyor, resmen meyve yiyorsun dediğimiz bizim köyün dondurması.
2) Doğal dondurma Türkbükü : Bu da bir teyzeydi çok lezzetli dondurmasını kendi yapıp kendi satardı hatta bir sene bizi esir almış ve yerli ineğinin ne kadar süt verdiğini ama hollanda ineğini aldığını ve aradaki farkı anlatıp artık daha çok dondurma yapabileceğini anlatmıştı. Teyze aldı yürüdü şimdi sanırım torun torba hepsi serviste. Denenmeli..
3) Eskiden tavsiye edebileceğim bir sürü balıkçı vardı ama şimdi hepsi el değiştirdi, önlerinden parke taşlı yol geçti ..... Yani balıkçı tavsiyelerim güncel olmalı seneye ne olur? bilemem, kefil olamam. Yalıkavak akvaryum bence en iyi servis ve lezzet sunanların başında gelir. Başka eski yalıkavak balıkçıları varya hani isim olmuşlar hani kalabalık ve naylon arkasından denize bakılan onlar hiç olmaz bence artk out yani, ama tabii ki zevk meselesi biz oradaydık demek ile kafa bulan kesime sözüm yok.Afiyet olsun.
4) Sünger pizza Klasik yaz kış vaz geçilmez.
5) Marina yacht club bizim yelkenci bir tanıdığımız açtı seneler oldu. Eğer iyi müzik, iyi yemek ve iyi servis arıyorsanız doğru adres..
6) La Pasion Restaurante Espanol Chef Carlos müthişşşşşş inanılmaz zaten çok başarılıydı bir de bu sene michelin yıldızlı bir restaurantta 3 ay geçirmiş iyice coşmuş yaniii mutlaka denenmeli .......
7) Limon Gümüşlük modası geçti demeyin yemeğe değmez ama akşam üstü şarap ve bir iki aperatif hoş olur. Güneşi keyifle batırmak isteyenlere MUST GO derim.
8) Gölköy Orkide öğlen gidilip otlu gözleme denenmeliiiii
9) Maça Kızı keşke eski yerinde kalsaydı bence asıl orası muhteşemdi. Yenisi pek piyasa ama plajı ayrı keyif barı ayrı,illa ki yemek derseniz oda olur.....
10) Ship a hoy nerede o eski bidondaki alev? nerede o toplam 6 masa? ama olsun bugün de güzel müzik ve piyasa....
11) Mazı gidilmeli .....
12) Bargilya'da doya doya karides yenmeli....Hele bir de doğru zamansa flamingolar size ayrı bir keyif verecek.
Yani anlıyacağınız benim Bodrum anlayışım biraz farklı. En çok üzüldüğümse artık kumun üzerinde masa kurdurup ayaklarımız denizin içinde köylü teyzelerin mutfakta olduğu o tertemiz ve lezzetli balıkçılar kalmadı. Keşke kalsaydı da onların da adını verebilseydim.
Eski Bodrum'lu olarak güncel tavsiyelerimi paylaşıyorum benim tavsiyeler öyle en son moda cinsinden değil yani en IN yerler değil ama keyifli yerler emin olun. Tecrübe ! Konuşuyor artık...........

2 Temmuz 2011 Cumartesi

Ve son anlaşma....



Dördüncü anlaşma için yazar, ilk üç anlaşma kolay gözükse de aslında uygulaması çok zordur, çalışma ve sabır ister ama son anlaşmayı yerine getirebilirseniz ilk üçü de yapmış sayılıyorsumuz diyor. Son anlaşma en önemlisi :
- 4) Her zaman elinden gelenin en iyisini yap.
Herşeyde en iyisini yap geçiştirme. Ve böylece bu hayatta cenneti yaşarsınız diyor.
Sizi bilmem ama ben kararlıyım bu anlaşmaları uygulayacağım.

Eeee ben de bir ekleme yapayım bari....