14 Mayıs 2013 Salı

Romantische Straße Day 2 ............. Part 2 ........



Temizlik ve düzen dikkat çekici. Bir de kimsesizlik. Bu küçük kasabalarda yaşayan çok az. Olanlarda kasaba yaşasın diye devlet desteğiyle çok uygun fiyata oturuyormuş. Bir kaç yerde evlerinin olması kasabalarda ki kimsesizliğin sebebi oluyor tabii ki. Bazen aslında ne güzel desem de yoooook ben şehir insanıyım küçük yerde akliiii dengemi kaybederim. Akıl akıl herşeyin başı akıl...... Ben şehirde yaşayıp buralara turist olarak gidip bir kaç günde evime döneyim.


Havanın puslu olması foto çekimini sevimsiz kıldı ama yine de çektim. Bunlar benim gözümden yani benim gördüklerim diyelim, zaten desteklemek için google dan aldıklarımı özellikle belirtiyorum.


 Bu kimsesiz kasaba da sarayın saatini kaçırdık. Sadece rehberle gezilebiliyor du.  Tur saatine 1.5 saat daha vardı ve saray 1 saatte geziliyordu. Bizim sıkıştırılmış rota bu kasabada 2.5 saate müsade etmediğinden ve resimlere detaylı bakıp sarayı gezmezsek çok kaybımız olmayacağına karar verince meydanda oturup şöför kahve yolcularda bira içti. Tekrar yollara...... Unutmadan sarayda gezilesi tek salon var ona da davet salonu deniliyor içine atla bile giriliyormuş. Gezemezseniz üzülmeyin tavan süslemesi ve şaşaaaa açısından kaybınız yok sonuç olarak bu rotada daha neler göreceksiniz.


 Bu sokağın daha doğrusu merdivenlerin yukarısına arabayı park ettik. Kasabayı keşfe kolyulduk. İçimizdeki alışveriş canavarlarının uyanması ve çocuklara bir şeyler bulabilme aşkıyla saçma sapan bir kırtasiyede acayip vakit harcadık. Aldıklaımızı yazmak bile ayıp ama mesela ben Ege'ye üzerinde basket ayakkabısı resmi olan Faber üçgen kurşun kalem aldım : ((
Biraz daha dolanıp rotanın favorilerinden Rothenburg'a doğru yola çıktık.



 İşte benim favorim. MUST SEE yani. Benim programda burada kalma vardı ama sonradan değiştirdik. Ben ce kalınmalı. Burası surlarla çevrili bir kasaba. Surların üzerinde daracın bir yaya yolu var. Buraya çıkıp etrafı seyredebilirsiniz. Hatta eğer burada kalacaksanız "NIGHT WATCH" denilen akşam 8 de başlayan gözetleme yürüyüşüne rezervasyon yaptırın. Kısıtlı sayıda kişi alan bu turda dönemin kıyafetleriyle elinde fenerle surları kontrol eden bekçi diyelim ile beraber bir yürüyüş. Ben ce gayet keyifli...........



Surda bir köprüyle şehrin içine giriliyor. Burası biraz turistik ama olsun o da şeker. Küçük küçük dükkanlar dolu.
Bir de buraya özgü bir kurabiyeleri var o da heryer de. Biz önce birer tane alalım derken sonuç bir taneyi alıp paylaştık iyi de etmişiz. Kocamannnnnn etrafı tırtıklı kesilmiş kurabiye hamurundan şeritler kendi etrafında sarılarak şekil verilmiş. King size bir kurabiye olmuş. Tereyağı hiç esirgenmemiş bana sorarsanız gereksiz bir lezzet. Ama coşmuşlar üstü şunlu bunlu derken birçok çeşit yapmışlar. Teneke şık kutularda evinize götürebileceğiniz hediyelik hallerini de yapmışlar. For your info.....


İşte bunlar. Snow ball ....... Ben üstün almancamla kelimenin almancasını gayet rahat bir şekilde sallayıp tutturunca çok güldük........ "Ne olacak şınauuuu balllleeeennnn" dedim ve doğru çıktı : ))




En kalabalık ve en turistik dediğim kasabanın hali bu işte............ Sonunda sokaklarda insan var.
Sağda ki bina katedralleri. Önünde taze sıkılmış elma suyu satıyorlardı ve ortasından bir geçiş vardı hemen daldık bir canlandırma yapacak olan kostümlü genç almanlara bir şeyler anlatıyor du bizi hiç kaaalee almadı. Burada dikkatimi çeken bir detay da güvercinlere karşı deli gibi önlem alaları. Binalardaki tüm rölyefler herşey ince tellerle korunmuş amaç kuşlar dadanmasın , pilemesin. Başarılıda olmuşlar ama kuş bu boş bulduğu yeri de affetmemiş beterini yapmış o ayrı.............



Surların üzeri ayrı ama bu da göz hizzasında bir yere tırmanmadan gözetleme noktasıydı. Manzaraya dikkatinizi çekerim. Yeşile doyduk diye boşuna demiyorum



Deataylarda gizli çok şey var 4 gözünüzü de açın derim.







Bu da en eski ve en büyük yılbaşı süsü mağazasııııııı. Girişi vasat bir vitrin ve normal bir kapı ama içeriye girdikçe büyüyor. Aşağılara ine ine böyle geniş mekanlarda sadece yılbaşı süsü görüyorsunuz. Vakitsiz CHRISTMAS JOY sevimli gelmese de havaya girip dibine kadar mıncık mıncık dolaştık. Ehhh ben yılbaşı süsüne pek meraklıyımdır bari alayım dedim hem çok vurulduğum bir şey olmadı hem de beğendiklerim çok kırılgan ve çoooook pahalıydı. Bir tane alsammmmm görünmez eee bir kaç tane alsam ve kardeşlerime almasam olmazzzzzz iyisimi boşver dedim ve almadan çıktım. Ama siz giderseniz bir girin derim .......

Arkası yine yarınnnnnn.......... Rothenburg da yediğimiz öğlen yemeği ve çıkışta yaptığımız şapşilikle devam edeceğim..................

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder