30 Mayıs 2013 Perşembe

Romantische Straße Day 3 diyelimm

Augsburg'a koşa koşa geldik. Ben şahsen pek de geldiğimize sevindim diyemem. Kocaman şehir. Biz alışmışız küçük sevimli kasabalarda dolaşmaya... I Ihhh olmadı burası Ben ce rotaya alınmasa bile olur yani o kadar olmadı. Bir de çirkin bir şehir. En meeeşhur caddesine geldik zaten arabayı park etmek ayrı dert yok oralıysan buraya oarada yaşıyorsan şıraya hiçbiri değilsen de 1 saat hakkın var gibi detaylar.
Neyse şehir sıkıntısı hasreti çekmeyelim diye sanırım girdik bir kere dolaş dolaş park bul koşşşş o caddeye çık. Eveeet geniş bir cadde ama çirkin çirkin. Bir de sözüm meclisten dışarı ama insanlar da çirkinleşti dejenere arada kalmış insanlar dolu.



Ben hemen Ecco yu gördüm kendimi attım. Ayakkabılarını çok severdim de. Ama dene dene dön dolaş inat et OLMADI alamadım beğenemedim. Bu mağazada benim yüzümden vakit kaybedip bir boy yürüyüp koşa koşa Avrupanın ilk toplu kunutu ilan edilmiş olan Fuggerei'i keşfe gittik.
 Jakob Fugger tarafından satın alınmış bölge ye 1523 tarihinde 52 ev 6 mahalle halinde yapılmış olan komplex içinde kilisesi , o tarihi canlandıran yaşam alanları , Fugger'in hayatını anlatan müzesi ve bana göre en korkunç etkileyici olan savaş esnasında sığınma odalarını barındırıyor. Sığınaklar da hala gaz maskeleri insanların duvarlara kazıdığı yazılar ve fotoğraflar tüylerinizi diken diken ediyor. Bu gün uygun fiyattan kiralanarak hala kullanılan bir yerleşim merkezi. Orada yaşamak biraz ruhsuz ve sıkıcı olabilir ama ihtiyaç sahibi yaşlılara kiralanıyrmuş zaten. Bir neviiii huzur evi gibi diyebiliriz.

Bugün zaten benim sıkıntılı günümdü............. Koştur koştur yoruldum bir kahve molası bile vermedim Bir de üzerine bu sevimsiz yeri gezip yağmur da çiseleyince arkadaşlarım adına üzüldüm Sevimsizdim bugün bayaaaa sevimsiz :((
Bana sorarsanız Augsburg'a hiiiiç te gitmeye gerek yok ama moodumu da anlattım yani siz bilirsiniz :))



Koşmaya devaaaammmm Şimdi de geldik  Landsberg am Lech gayet güzel bir kasaba. Puslu kapalı bir hava olmasına rağmen kasabaya girer girmezLech River'ın kenarına koştuk resimlerimizi çektik. Gayet iyi bir manzara keyifli. Hemen köprünün karşısına geçip arabayı park ettik. Kasabanın merkezinde yürüdük ve yine dükkanlar malesef kapalı. Biz de koşturmaca yüzünden yorgun düştük. Ve kendimizi nehir kıyısında bir bara attık. Bir şeyler içip bizim alman lahmacınından bir taneyi paylaşıp yağmur yağmaya başlayınca kasabayı terk ettik.


Kasbanın güzelliği , yani coğrafi açıdan şansı bir yana kasabanın zenginliği de bu güzelliği tetikliyor. İşte Landsberg am Lech te böyle zengin bir kasaba. Yağmur çiselemeye başladı hesabı ödedik arabaya bindiğimiz de göz gözü grmüyor du yağmurdan. Yine yağmur diye küsmedik aksine ohhh ne şanslıyız zamanlamamız hep kusursuz dedik durduk.


Yol aynen böyle kapalı yağmurlu. Hava kararınca Füssen'e vardık. İşte kelimenin tam anlamıyla burası cennetten bir köşe . Otelimiz çoook güzel. Otelin içi her yer ama her yer antika mobilyalarla dolu. Antika derken de vıcık vıcık barok mobilya demiyorum boyalı, masif country tarzı mobilya diyorum. Zaten otel yine aile işletmesi . Sahibesi çok tatlı bir hanım akşam oteldeydi. Ama biz geç giriş yaptığımızdan mutfak kapanmıştı. Odaya bavulları atıp tarif ettikleri açık olan restauranta gittik. Bar mıııı cafe miiiii belli değil di sevemedik 3 dk oturup kalktık. Tek şansımız olan diğer açık alternatifi değerlendirdik ve vasat bir akşam yemeğiyle geceyi kapattık. Güzeeel bir duş va e eeee ölü gibi uyumuşuz. Arkası yarın : ))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder