17 Ağustos 2013 Cumartesi

Fang Ailesi

Uzun zamandır kitap tavsiyesi yapmadığımı fark ettim.Bendeniz okumayı severim ama en çok kitap almayı severim. Kitapçıda uzuuun uzuuunnn vakit geçirmek ve kasaya her gidişimde kendim için en az 2-3 kitap almak en büyük keyiflerimdendir. Birini al bitince gel yeni kitap bak benim için zordur. Kaçırırım diye korkarım. Unuturum almayı diye korkarım ve hep stoklu çalışırım.

Ama rahatsızlıklarım vardır benim. Bir kere benden kitap isteyen onu geri vermeli eğer şaşırır da vermezse derhal kara listeye alınır ve asla bir daha kitap alamaz benden. Heee kendisinin de bu durumdan hiiiç haberi olmaz hani. Eğer o kitap benim için kıymetliyse hemen yenisini alır saklarım. Ama alıcıya hiç sitem etmem. Anlıyacağınız uzun süre kitapçılar kapansa benim okuyacak kitabım mutlaka olur. 
Bir de yaş icabı mıdır nedir bilmem yada bir kaç seneye değişir miyim onu da bilmem ama ben kitaba dokunmalı ve koklamalıyım. Kıvırmadan katlamadan okumalıyım. Kitabı bitirdiğimde okunup okunmadığı pek belli olmamalı. Bu benim o kitaba gösterdiğim saygının bir yansımasıdır bence. Ehhh bu yüzdendir ki benim kitabımı aynı benim gazetem gibi benden önce kimsecikler okuyamaz eğer okunmuş olursa da biraz rahatsız olurum.
Bu rahatsızlığımı yada kişilik bozukluğumu uzun uzun anlattıktan sonra tavsiyemi ne kadar ciddiye alırsınız bilemem ama yine de deneyelim................



Hazır yaz gelmiş havalar sıcak şöyle kasmayan, hafif , kolay okunan , eğlenceli yada benim tabirimle bir plaj kitabı önereceğim. Gerçi çıkalı çok oldu ama benim stok ancak eridi ve ancak sıra geldi ona.
Kitabımızın adı FANG AİLESİ . Yazar KEVIN WILSON kendisiyle ilk tanışmam ve sevdim. Hatta başka kitaplarını da okumak için sabırsızım bile diyebilirim. Bir çok Amerikalı kitap eleştirmeni ve en iyiler listesine göre 2012 nin en iyisi. Kitap sanatı tartışıyor diyebiliriz. Tuhaf şeyler, hatırlanası şeyler sanat mı? İşte Fang ailesi tam da bunu irdeliyor. 2 çocuklu Fang ailesi çocuklarının ağzından sizi bir çocukluk anılarına götürüyor bir günümüze geri getiriyor.
Halka açık alanlarda sanatlarını icra eden aile bunu kaydediyor. Hatta bir yerinde " sana şimdi kocaman bir yumruk atsam bu da sanat mı? " diyerek okuyucuyu şaşırtıyor.
Günümüz sanatını ve sanatçısını bazen tiye alan bazen düşündüren kitabı ben severek okudum.En çok ta karakterlerin son performansları ile bu kez okuyucuları sarstıkları soruyu sevdim :

Her birimiz kendi hayatlarımızı mı inşa ediyoruz yoksa sadece başkalarınınkinin figüranları mıyız?
 
Okumanızı tavsiye eder , kimsenin figüranı olmamanızı dilerim.
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder