4 Eylül 2011 Pazar

SONSUZA KADAR ............



Susanna Tamaro, İtalyan yazar sanırım cennet gibi bir evde oturuyor ve bu şaheserleri bize sunuyor. O bence günümüz masalcısı yani bence o hayallerimizi gerçek olaylarla besleyip bizi şaşırtmayı çok iyi biliyor. Ben de okurken bu cümleninde altını çizeyim dedirten bir etki bırakıyor. Çoğumuzun Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı eseriyle tanıyıp sevdiği yazar. Bana bu kitabı çok sevdiğim oyuncu Perran Kutman tavsiye etmişti. O, benim müşterim olmuştu ve uzun süren alışverişi esnasında çok tatlı bir arkadaşlık yada ahbaplık her ne denirse güzel bir ilişkimiz olmuştu. Bana en sevdiği kitap olduğunu ve bu güne kadar da sevdiği tüm insanlara hediye ettiğini söylemişti. Ben ondan ayrılır ayrılmaz koşarak kitabı alıp yanlış hatırlamıyorsam bir gecede yalayıp yıtmuştum. Kısa sürede çıkmış olan tüm kitaplarını okudum. Yeni çıkan kitabını ise çıktığı hafta alıp hemen okumayı adet haline getirmişimdir. İşte bana uzun gelen bir aradan sonra son eseri : SONSUZA KADAR
Konusu aşk.Yine aşk ama bu sefer farklı kitap diyorki elindeyken kıymetini bil kaybedebilirsin, kaybedersen korkma yeni bir aşk mutlaka gelir ve acın hafifler korkma.Şimdi size bir alıntı yapacağım size uzun uzun konusunu anlatıyor.

Matteo ve Nora, gerçek aşkın bahşettiği her şeye sahip, tutku dolu ve mutlu bir çifttir. Evlenerek kutsadıkları aşk, onlara oğulları Davide’yi verir. Hayat her şeyin en iyisini planlamış gibi görünür onlar için… İyi bir aile hayatını, başarıyla sürüp giden kariyerleri taçlandırır. Matteo başarılı bir kalp uzmanı olur, Nora ise rüyasını gerçekleştirip bir çocuk yuvası açar.
Peri masalları güzel olduğu kadar kırılgandır… Korkunç bir kaza meydana gelir ve bu mükemmel uyum dünyanın trajik yasaları karşısında dağılır gider. Nora’nin diğer yarısı, Matteo, bir anda tek başına kalarak içinde dipsiz bir boşlukla tehlikeli, yıpratıcı bir kazazede hayatı sürmeye başlar. Ölümün gerisinde kalan o acı yabancılaşma duygusuna kapılan Matteo, akıntıda sürüklenmektedir. Nora’nın ölümündeki gizem perdesi, aşk acısıyla çözülmesi gereken büyük bir bilmeceyi beraber sunar. Yollar onu asla bırakmaz ve hiçbir şekilde tahmin edemeyeceği bir geleceğe taşır. Ölümsüz aşkın hayaletiyle karşılaşması, hayatını bir daha asla değişmeyecek, yeni bir forma taşıyacaktır!
Susanna Tamarro, son romanı Sonsuza Kadar’da kırılganlığımızın güce, kaderin bilgeliğe, trajedilerin aşka ve zifiri karanlığın içsel aydınlığa nasıl dönüşebileceğini gösteriyor.

Demiş yorumcu , ben azıcık yorum yapacağım : bayıldııım mutlaka okuyun. Kitaptan beni çok etkileyen bir alıntı yapacağım. Ben çok etkilendim tahtakurdu olmadan ilişkiler diliyorum hepinize, hepimize eğer kurt girmişse bir kere tanrı bize ilaçlayıp öldürme yada fincanı hemen koyma kuvveti versin.Diyoruuuum ve yorumu size bırakıyorum.
 
- Hiçbir konuda başına kakmama konusundaki anlaşmamıza ilk ihanetim Davide'nin doğumundan birkaç ay önce oldu. Gebelik bizi farklı bir dünyaya savurmuştu ve belki de bu nedenle o konuda başka bir çatışma  yaşanmamıştı aramızda. Kuralın dışına çıktığım o ilk - ve tek - seferde bile günlerce mutsuz olmuştun. "Bazı şeyler başa kakılınca" diye dolaşıp duruyordun evin içinde, "ilişkide artık iki değil üç kişi olunur : sen ,ben ve ilişkimizi kemirmeye başlayan tahta kurdu. Tahtakurtları malzemenin içinde rahat rahat çalışırlar" diyordun.     " Yıllarca  tüneller kazarlar ve birkaç küçük rahatsızlığın dışında hiçbir şeyin farkına bile varmazsın.Derken günün birinde masaya bir fincan koyarsın ve ahşap çöküverir; katı sandığın yüzey ansızın yumuşacık bir talaş yığınına dönüşür."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder