3 Aralık 2010 Cuma



Resmini paylaştığın Kanunlar Babil'de yazılmış ama şu anda Louvre Müzesinde sergilenmekte olan Hammurabi kanunları. M:Ö 1793 -1750 arasında yaşamış olan Kral Hammurabi’nin kanunları doğrultusunda, halkın yaşam şekli bugün kullandığımız terimlerin kökeni olması yada olma ihtimali nedir? Tartışmaya açık, hatta yorumlarınızı beklerim. Aklıma nereden takıldığı ile başlarsam cyber alemde gezerken bu stel e rastladım . Kanun maddelerini araştırdım, eee bir de bugünler de 2011 de ne yapmalı,  bitmeden yapılması gereken 10 şey gibi detayları düşünürken, karar verdim kendi kanunlarımı yazacağım, eskileri ise yorumlayacağım. Hatta takipcilerim artsa da hep beraber tartışsak. Neyse o da olur .

-Alnı açık. -Leke sürülmemiş. gibi tabirler nereye dayanıyor ?
Babil 'de kişilerin ait olduğu toplum biriminin sembolu alnına dağlanıyor yani mühürleniyordu. Kanunlara uymadığı taktirde ise en büyük ceza verilerek bu mührün görünmesini engellemek için alnına kara zift sürülüyordu.
Hammurabi kanunlarından bir madde :

Eğer her hangi bir kişi rahibelere (Tanrı'nın kız kardeşlerine) yada her hangi bir kişinin karısına iftira atarsa ve bunu ispat edemezse bu adam hakim huzuruna çıkarılır ve alnı işaretlenir (derisi çizilerek ya da belki de saçı kesilerek).

Yani kanun önce insanların alnına ,alın yazısını yazıyor sonra bir hata yaparsa kara leke sürüyor. Saçını kesiyor her ne ise yüzüne bakınca suçunu ele verecek bir işaret bırakılıyor.
Bu kanun hala uygulanıyor diye içinden geçiren olmasın, alın yazısı, kısmet gibi bir şeye inanmak hoş gözükse de onu şekillendirmek kişinin elinde unutmamalı. Hee o kara leke sürülmesi ise yalan ne yaparsan yap ,geçmişi silip yeni sayfa açıp tertemiz bir hayata başlanabilir unutmamalı. Ehh bir de zift silme yöntemi geliştirmişlerdi herhalde yada eninde sonunda o saç uzuyordu .... Sonuç : Kanun maddesi günümüze uyarlanamaz . Ama günümüz de kullanılan tabirlerin kökeni olma ihtimali yüksek değil mi?

Ama bir diğer madde hoşuma gitti keşke uyarlansa ekonomi düzelir ,etraf anlayışlı mutlu üreticilerle dolar.
Madde aynen şöyle :
-Bir kimse borçlanmışsa ve bir fırtına tahılları yere yatırmış ya da hasat başarılı olamamışsa veya susuzluktan tahıllar büyüyememişse o yıl alacaklısına tahıl vermesi gerekmez; borç tabletini suda yıkar ve o yıl için hiçbir kira ödemez.



Uzun lafın kısası yeni yıla girerken, ben yeni kanunlar araştırıyorum. Sırada Kutadgu Bilig var. Sipariş verdim günümüz türkçesin de okuyacağım artık onu da okuduktan sonra kim tutar beni .2011 kanunlarını yazacağım hazırlıklı olun.
Yusuf Has Hâcib eserin sahibi diyor ki :
-Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum; Okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin. (beyit 350)
Ben de bloğumun adını Donna Felice Molly koydum ki : mutlu kadın molly'i okuyanlar küçük detaylar da gizlenmiş mutluluklara ulaşsın hatta onları küçük çiçek bile mutlu edebilsin.
2011 de yeni kanunlar koyarak hayatı mutlu yaşamak dileğiyle ....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder